28 Ekim 2010 Perşembe

MUSTAFA AMCAM VE SEHPASI



Çocukluğumun en güzel hatıralarından, isim babamız, ahşap işleme ustası, nur yüzlü, hafız mustafa amca....
  
 Yukarıda resimleri bulunan sehpayı, mustafa amca hiçbir alet ve çivi kullanmadan, sadece kıl testere yardımıyla, parçaları birleştirerek yaptı.Yaşlı ve hasta haliyle aylarca emek verdi.Kayseri iş adamları, bu nadide eseri Abdullah gülün makam odasına hediye göndereceğini söyledi ve satın almak istedi.Fakat almadı ve sehpa mustafa amcada kaldı.
 
 Hasta olan mustafa amcama Allah tan acil şifa diliyorum..Bu muhteşem eserinde layık olduğu yerde, layık olduğu değeri göreceğine inanıyorum..

 
  
 
 
  1.  

24 Ekim 2010 Pazar

YAĞLI BOYA TABLOLAR...

ARKADAŞIM FATOŞUN YAĞLI BOYA TABLOLARINDAN BİRKAÇI..ELİMDE SADECE BUNLARIN RESMİ OLDUĞU İÇİN DİĞERLERİNİ YAYINLAYAMADIM..HEPSİDE BİRBİRİNDEN GÜZEL.ÖZEL KURS ALMADAN TAMAMEN KENDİ YETENEĞİ SONUCUNDA ORTAYA ÇIKTI BU TABLOLAR..PROFESYONEL BİR ORTAMDA PROFESYONEL ÇALIŞMALARLA ÇOK DAHA GÜZEL RESİMLER ÇİZECEĞİNE İNANIYORUM ARKADAŞIM...BUNLAR TELEFONDAN ÇEKİLMİŞ RESİM
LER OLDUĞU İÇİN ÇOK NET DEĞİLLER AMA BEN GERÇEKLERİNİ BİZZAT GÖRDÜM :) ÇOK GERÇEKÇİ DURUYORLAR...BLOGUMDA ARKADAŞIMIN BU YETENEĞİNE YER VERMESEM ÇOK AYIP OLURDU..:) ELLERİNE EMEĞİNE SAĞLIK FATOŞCUM..EĞER İLERDE AÇ KALIRSAK BENDE SENİN BU YETENEĞİNDEN YARARLANMAYA KARAR VERDİM :) SEN ÇİZERSİN BEN SATARIM..EH NEDE OLSA ESNAF RUHUMUZ VAR..:)
(Yazınıda sarı lacivert yazdım  hadi buda benden sana kıyak olsun :P ))

22 Ekim 2010 Cuma

Hikâye..

  Vaktiyle bir padişahın çok güzel bir kızı vardı.Uzun saçlı bir delikanlı ona aşık oldu.Geceleri hasretiyle ah ediyor, gündüzleri sarayın kapısını gözlüyor, o nereye giderse atının ardından sürüklenip gidiyor, koşuyor, gözlerinden yağmur gibi yaşlar akıtıyordu. Bu yüzden sultanın çavuşlarından durmadan eziyet görüyor, dayak yiyor ama bir kerecik olsun feryat etmiyor, ah demiyordu.Hak bu olup biteni gördükçe kah delikanlıyı ayıplıyorlar, kah sultanın insafsızlığına söyleniyorlardı.İçlerinden birtanesi bile delikanlıya kıza layık görmüş değildi.Nihayet kız babasına,
__Bu bela niceye dek sürecek, dedi;beni bu halden kurtar, artık utanıyorum.
  Sultan bunun üzerine o delikanlının tutulup derhal şehir meydanına getirilmesini, orada saçlarından bir atın ayağına bağlanıp bedeni paramparça olana dek sürükletilmesini ferman etti.Halk, yürekleri parçalanarak meydana toplandılar, gözyaşları toprağı kızıl güllere benzetmekteydi.Ve nihayet sultanda kızı uğruna can feda edecek olanın halini görmek istiyordu.Herkes hazır olunca bir asker delikanlının saçlarından tutup hazırlanan atın ayağına bağlamak üzere sürüklerken aniden kurtuldu ve padişahın huzuruna koşup eteğine yapıştı:
__Ey aleme adalet veren sultan, dedi; senden bir dileğim var, bir parçacık beni dinle!
   Sultan hışımla karşılık gösterdi:
__Canını bağışlamamı istiyorsan nafile şuanda seni öldürtmekten daha büyük bir arzum yok.Saçımdan sürükletme, bir anda öldürecek yol tut diyeceksen, ahdettim, senin, kanını at nallarına çiğneteceğim.Kızımla bir kaç dakika yalnız kalayım diyeceksen, onun bir tel saçını bile saba reva görmem, artık onun yüzünü göremeyeceksin....
__Hayır ey her yaptığını güzel yapan sultan, dedi delikanlı, canımı bağışlamanızı istemiorum sizden.Kızınızı bana göstermeyeceklerinide biliyorum.Atların ayağı altında sürüklenmekonusuna gelince, bunada itirazım yok.Benim sizden isteğim tamamen başka.
__Söyle o vakit nedir dileğin?
__Elbette bugün beni öldürecek, at nalları altında hor ve hakir bir halde kanımı toprağa karıştırcaksın.Dileğim o ki beni onun atının ayağına bağlayıp sürüklet.Çünkü ben o ay yüzlünün yolunda ölünce ancak diri olabilirim.''(...............................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................)

5 Ekim 2010 Salı

ÇİLEK MODELLİ ÖRGÜ

İnternette görüp beğenip örmeye karar verdiğimiz ceket..erkek çocuğuna olurmu olmazmı diye çok düşündük esra ile ve olucağına karar verdik.Yanda gördüğünüzü esra oğlu ahmet efe için ördü..:) kendi ördüğümün resmini çekmediğim için yayınlayamadım ama esranınkinden ziyade  modele daha çok benzedi :) Arkadaşım çiğdemin bebeği için ördüm.. yani ELİZAN için..elizanın dünyaya gelmesine 2 ay kaldı..inş. 7 ay sonra örgümü elizanın üzerinde görücem...Hayırla gelmeni bekliyoruz elizan..